HEM ALTINORDU’YU HEM GÜLYALI’YI FELAKETTEN KURTARDI

CHP Altınordu Belediye Başkan Adayı Ulaş Tepe, Gülyalı’da 5 yıllık süreçte ortaya koyduğu hizmet performansının yanında yaptıkları kadar yaptırmadıklarıyla da yaşama dokundu. Çevre felaketleriyle sarsılan ülkemizde doğaya zarar veren uygulamalarla mücadelede örnek bir yönetici profili çizen Ulaş Tepe, Gülyalı Belediye Başkanlığı sürecinde Altınordu sınırları içerisindeki Erenli mahallesine yapılmak istenen ikinci HES projesinin iptalinde ortaya koyduğu duruşla bir kez daha takdir topladı. 
TURNASUYU’NA İKİNCİ HES PROJESİNİN İPTALİYLE BÖLGE RAHAT NEFES ALDI
2019 yılında Gülyalı’da belediye başkanlığı görevine başladığı süreçte kendisini HES mücadelesinin içinde bulan Ulaş Tepe, “Çevreyi ve her türlü canlının yaşamını tehdit eden projelerin her zaman karşısında olduk. Yaklaşık 54 km’lik bir hatta sahip Turnasuyu ırmağının büyük bir bölümü Altınordu sınırları içerisindeki mahallelerimize yaşam kaynağı oluyor. Irmağın denize kavuştuğu nokta Gülyalı sınırları içerisinde. Daha önceden yapılan bir HES varken aynı ırmak yatağı üzerine ikinci bir HES yapılmak isteniyordu. Üstelik ırmak yatağının Melet havzasına aktarılması da proje kapsamındaydı. Bu proje bir felaket projesiydi. Yaşam kaynağımız olan suyumuza sahip çıktık. Sivil toplum desteğini de yanımıza alarak Ordu Çevre Derneğiyle birlikte uzun soluklu hukuki bir mücadele yürüttük. Turnasuyu havzasını besleyen mahallelerimizi ziyaret ederek projenin uygulanması durumunda ortaya çıkacak olumsuz tabloyu halkımızla paylaştık. Her kesimden yurttaşımızın desteğini arkamıza alarak mücadelemizde başarı sağladık ve HES projesini iptal ettirdik” dedi. 
BÜYÜKŞEHİR VE ALTINORDU BELEDİYESİ YAŞAM HAKKINI SAVUNMADA
MÜCADELEYE DAHİL OLMADI 
Turnasuyu ırmağındaki mücadelede kurumsal olarak yalnız kaldıklarını anımsatan Ulaş Tepe, “2019 yılından itibaren şehrimizin gündeminde olan bu konuya ilişkin kendi sorumluluk alanlarında bulunmasına rağmen ne Büyükşehir Belediyesi ne de Altınordu Belediyesi mücadeleye dahil oldu. Hizmet verdikleri vatandaşının yaşam hakkını savunamayan, âdeta üç maymunu oynayan yöneticilerin kentlerinin geleceğinde söz haklarının olmadığını düşünüyorum. Biz kendimizi değil kentimizi savunduk, savunmaya da devam edeceğiz. Bugün, Turnasuyu havzasındaki insanlarımızın bizlere ayrı bir sevgisi var. Bu sevginin temelinde birlikte yürüttüğümüz ve bugün kıymeti daha iyi anlaşılan çevre mücadelemiz yatıyor. Halkımızın yararına olmayan, doğayı ve yaşamı tahrip eden her türlü uygulamanın dün olduğu gibi bugün de yarın da karşısında olacağız” dedi. 
YAŞANAN ÇEVRE FELAKETLERİNDEN DERS ÇIKARMAMIZ GEREKİYOR
Doğal yaşamı tehdit eden projelerin geri dönüşü olmayan büyük tahribatlar yarattığına dikkat çeken Ulaş Tepe, “Geçtiğimiz günlerde Erzincan’da maden sahasında yaşanan felaket hepimizi derinden etkiledi. Buradaki tahribatın sonuçları ve kapsamı uzun bir dönem o bölgeyi etkileyecek. Benzer uygulamalar ülkemizin dört bir yanında mevcut. Şehrimizde özellikle Fatsa’daki siyanürlü altın arama çalışmaları ilk günden bu yana gündemimizde yer alıyor. Benzer bir felaketin yaşanmayacağının garantisi yok. Çevre felaketlerinin sonuçları her geçen gün daha da belirginleşiyor ve vatandaşlarımızda da bu konuda ileri düzeyde bir bilinçlenme meydana geldi. Hiçbir şey yaşam hakkından daha kıymetli değil” dedi.