Çiftçiye 2 milyar lira destek müjdesi!

Gündem 26.02.2015 - 18:05, Güncelleme: 15.06.2023 - 07:39 3165+ kez okundu.
 

Çiftçiye 2 milyar lira destek müjdesi!

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, mazot, gübre, yem bitkileri desteği bağlamında 2 milyar Türk lirasının 28 Şubat Cumartesi günü çiftçilere verileceğini açıkladı.

Tarımın, insanoğlunun en kadim varoluşsal sektörü olduğunu belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Her sektör ihmal edilebilir veya diğer sektörlerde bazı zaman kayıpları belki telafi edilebilir ama tarım sektörü, ihmal edilemeyecek bir sektördür. Çünkü insanoğlunun varoluşu doğrudan tarımla irtibatlıdır. Bu kadim kültürlerde böyleydi, modern kültürde böyle, şimdi küresel çağda da özellikle ülkelerin geleceği, stratejik bekası açısından en kritik sektör, hala tarım sektörüdür" diye konuştu.   Tarımın, arz ve gıda güvenliği bağlamında da varoluşsal bir sektör olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu sektördeki her adımı, ülkelerin detaylı olarak el aldığını ve geleceği tayin etme bakımından önem verdiğini söyledi.  Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri olarak son 12 yılda, AK Parti iktidarı döneminde tarım sektörüne özel önem verdiklerini dile getirerek, bu 12 yıl içinde, bütün sektörlerde sağlanan ölçek büyümesinin, tarım sektöründe de yaşandığını kaydetti. Yeni dönemde, tarım sektörü başta olmak üzere, bütün stratejik alanlarda benimsedikleri yeni yaklaşımı, sistemi anlatan Davutoğlu, "Gerçekten son 12 yılda tarım sektöründe, bütün dünyada gıptayla takip edilen, Türkiye'de de geçmiş dönemlerle kıyas edildiğinde, hayal bile edilemeyecek büyük başarılara imza attık. Tarımsal destekleri bu dönemde 5,5 kat artırdık. 2002'de 1,8 milyar lira tarımsal destek verilmişken, 2015'de bu destek tam 10 milyar liraya yükseldi" dedi.   "TARIMSAL KREDİDE PATLAMA YAŞANDI"   Davutoğlu, son 12 yılda tarıma verilen desteğin toplam değerinin 70 milyar liraya ulaştığını belirterek, 52 yeni tarımsal destek başlattıklarını, tarımsal destek alanını genişleterek, Türkiye'nin her yerine yaydıklarını söyledi.   Tarımsal kredilerde faizleri düşürdüklerine işaret eden Davutoğlu, 2002'de Ziraat Bankasının tarımsal kredi faizinin yüzde 59'u bulduğunu, şu anda faizin sıfır ile 8,25 bandında gerçekleştiğini vurguladı. Davutoğlu, tarımsal kredide gerçek bir patlamanın yaşandığını, 2002'de 529 milyon lira olan kredi meblağının, 2014'te 22,8 milyar liraya çıktığını ifade etti. Ölçek büyümesine zemin teşkil edecek şekilde, gerçek bir yapısal devrim mahiyetinde, tarım havzaları üretim ve destekleme modelini geliştirdiklerini belirten Davutoğlu, noktasal, konjonktürel üretim planlaması yerine havza bazlı ve ülkenin bütününü kuşatan bir üretim planlamasına geçtiklerini dile getirdi.   "ARAZİ TOPLULAŞTIRMA"   Davutoğlu, devrim mahiyetindeki bir adımı da arazi toplulaştırmalarıyla sağladıklarına dikkati çekerek, "Özel mülkiyetin geliştiği ve şehirleşmenin hızlandığı toplumlardaki en önemli problemlerden birisi, tarımsal alanın daralması, parçalanması, bölünmesi, dolasıyla üretken, fizibil üretim alanlarının ortadan kalkması" diye konuştu.   Özellikle 1950'li yıllardan sonra başlayan şehirleşmeyle, miras yoluyla parçalanmış arazilerin, göçlerle boşaldığını, bunun tarımsal alanı ciddi şekilde kısıtladığını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:   "Arazi toplulaştırma bu anlamda bizim için tarım sektörünün en önemli stratejik boyutlarından, alanlarından birini oluşturuyor. 41 yılda sadece 450 bin hektar arazi toplulaştırması yapılırken, 12 yılda biz, 10 kat artışla 4,5 milyon hektar arazi toplulaştırması yaptık. Son Bakanlar Kurulumuzda, değerli bakanımız, yaklaşık 3,5-4 saat tarım sektöründe bulunduğumuz noktayı bütün çerçevesiyle bize aktardı, bütün sistemleri gözden geçirdik. Özellikle önümüzdeki dönemde, 2015-2019 arasında tarımda yapılacak hamleleri ele aldık. Burada bizim için en önemli alanlardan birisi arazi toplulaştırmalarının devam etmesi ve üretimi anlamlı kılabilecek büyüklüğe tarım arazilerinin çıkartılması."   "ÇİFTÇİ TARIMIN TEMEL AKTÖRÜ"   Bunun merkezi yönetim açısından ve üretici açısından da önemine işaret eden Davutoğlu, üreticinin, çiftçinin tarımın temel aktörü olduğunu vurguladı. Davutoğlu, "Onlar olmazsa siz merkezde ne yaparsanız yapın, planlar başarıya ulaşmaz" dedi.   Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da 90'lı yıllarda, terör nedeniyle köylerin boşalmasıyla buralarda hayvancılığın neredeyse bitme noktasına geldiğini dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:   "Hayvancılığı istediğiniz kadar geliştirmeye çalışın, eğer bunun sosyal ve ekonomik arka planı yoksa, siyasal anlamda huzur ortamı yoksa, bunu geliştirme şansınız olmaz. Onun için Çözüm Süreci de aslında siyasal bir proje olarak başta hayvancılık olmak üzere GAP bağlamında, dünyanın en önemli tarım projelerinden birinin hayata geçirilmesi anlamında da siyasal alanla ekonomik ve sosyal alanın kesiştiği son derece önemli bir proje olarak kendini her zaman olduğu gibi gösteriyor. Üreticimiz açısından bakıldığında üretici, kendi toprağıyla ilgili bilgi sahibi olacak, teknik donanıma sahip olacak. Yine üretici, bürokrasinin azalması suretiyle bir destek primi alacaksa, bir ödeme yapacaksa, bir bilgi almak isteyecekse köyünden, kasabasından, ile ya da Ankara'ya gelmesine ihtiyaç kalmayacak. Oturduğu yerden sisteme girebilecek, müracaatını yapabilecek, primini alabilecek, işlemini yapabilecek."   "TARIM VAROLUŞSAL BİR ALAN"   Tarım, sektör, entegre, yönetim ve bilgi kavramlarının önemine işaret eden Davutoğlu, "Bütün bunlar arasında tarım varoluşsal bir alan. Sektör olarak düşünülmesi, tarımın genişlemesi bağlamında önemli. Entegre olması, birbiriyle ilişkilendirilmesi önemli. Yönetilmesi önemli ve bunun arkasında da bilgiyle yönetilmesi önemli. Bütün bunları birleştiren bir sistem. Nihayet tüketici açısından" değerlendirmesinde bulundu.   Başbakan Davutoğlu, "Niçin biz tarım üretimine önem veriyoruz? Çünkü yeni nesillerin ve insanımızın en sağlıklı şekilde beslenmesi için sadece ihraç etmek değil. O zaman tüketicimizin yediği, beslendiği gıdalarla ilgili bilgi sahibi olma hakkı var" diye konuştu.   Davutoğlu, "Biraz önce gördünüz. Markette bir hanımefendi, elinde telefonla bir resim çekiyor. Anında oradaki barkoddan, oradaki bilgilerden merkeze ulaşıp bu ürünün nerede, hangi şartlarda üretildiği, içinde hangi unsurların, muhteviyatının ne olduğunu öğrenebiliyor. Tüketici haklarının korunması bağlamında da bir devrimdir" ifadesini kullandı.   "KENDİ İÇİNDE 3 DEVRİM"   Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi'nin, kendi içinde 3 devrimi barındırdığını belirten Davutoğlu, şu bilgileri verdi:   "Tarım planlaması açısından, makro stratejik planlama açısından bir devrimdir. Devletin, hükümetin, bakanlığın çalışma sistemini tümüyle değiştiren, dönüştüren, niteliksel bir sıçrama yapılmasını sağlayan bir devrimdir. Üretici açısından bir devrimdir. Kendisi entegre bir sistemin içindedir artık. Tek başına, izole, Konya'nın bir köyünde ya da Kars'ın bir köyünde hayvancılıkla meşgul olan veya balıkçılık yapan Karadeniz kıyılarında tek başına bir üretici değil entegre bir sistemin içinde bir aktördür. Tüketici açısından da bir devrimdir. Biz bu devrimleri gerçekleştirerek yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz. Yeni Türkiye ideali, kendisine güvenen, üreticisine, tüketicisine, vatandaşına saygı duyan bir ülke idealidir. Bu projeyle biz kendimize güvendiğimizi gösteriyoruz. Bütün bir ülkeyi avucumuzun içi gibi bildiğimizi, kendimizi nasıl tanıyorsak ülkemizi, vatanımızı, topraklarımızı, sularımızı da aynı şekilde tanıdığımızı, tanımakta olduğumuzu gösteriyoruz. Kendimize güvenimiz artıyor."   Bunun, yeni Türkiye'de vatandaşa saygının bir ifadesi olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Çünkü vatandaşımız eğer üreticiyse devletine güveneceğini görüyor burada. Devletiyle ilişki kurarken bürokratik engellerin ortadan kalktığını görüyor. Tüketici ise kendi vatandaşına saygılı bir devletin sağladığı imkanlarla aldığı her gıdanın bütün detaylı bilgilerine sahip olma imkanı buluyor" dedi.   "İşte biz bu yeni Türkiye'nin ayak seslerini duymaktan büyük bir onur duyuyoruz" ifadesini kullanan Davutoğlu, bu devrim mahiyetinde adımı gerçekleştiren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker başta olmak üzere bakanlık çalışanları ve katkıda bulunan bütün kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.   Davutoğlu, "İkinci ekonomik hamle dönemimizin önemli işaretlerinden biri olarak bu projeyi görüyorum. İşte bu tarz niteliksel ve Ar-Ge kullanımı, bilgi teknolojisi kullanımı suretiyle niteliksel sıçrama yapan projelerle bütün bakanlıklarımızda inşallah 2023'e doğru giderken katma değeri yüksek, planlama gücü kapsamlı ve gelecek vizyonu güçlü bir yeni hamle dönemini başlatmış olmaktan da büyük bir mutluluk duyuyoruz" diye konuştu.
BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, mazot, gübre, yem bitkileri desteği bağlamında 2 milyar Türk lirasının 28 Şubat Cumartesi günü çiftçilere verileceğini açıkladı.
Tarımın, insanoğlunun en kadim varoluşsal sektörü olduğunu belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Her sektör ihmal edilebilir veya diğer sektörlerde bazı zaman kayıpları belki telafi edilebilir ama tarım sektörü, ihmal edilemeyecek bir sektördür. Çünkü insanoğlunun varoluşu doğrudan tarımla irtibatlıdır. Bu kadim kültürlerde böyleydi, modern kültürde böyle, şimdi küresel çağda da özellikle ülkelerin geleceği, stratejik bekası açısından en kritik sektör, hala tarım sektörüdür" diye konuştu.

 

Tarımın, arz ve gıda güvenliği bağlamında da varoluşsal bir sektör olduğunu ifade eden Davutoğlu, bu sektördeki her adımı, ülkelerin detaylı olarak el aldığını ve geleceği tayin etme bakımından önem verdiğini söyledi.  Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetleri olarak son 12 yılda, AK Parti iktidarı döneminde tarım sektörüne özel önem verdiklerini dile getirerek, bu 12 yıl içinde, bütün sektörlerde sağlanan ölçek büyümesinin, tarım sektöründe de yaşandığını kaydetti. Yeni dönemde, tarım sektörü başta olmak üzere, bütün stratejik alanlarda benimsedikleri yeni yaklaşımı, sistemi anlatan Davutoğlu, "Gerçekten son 12 yılda tarım sektöründe, bütün dünyada gıptayla takip edilen, Türkiye'de de geçmiş dönemlerle kıyas edildiğinde, hayal bile edilemeyecek büyük başarılara imza attık. Tarımsal destekleri bu dönemde 5,5 kat artırdık. 2002'de 1,8 milyar lira tarımsal destek verilmişken, 2015'de bu destek tam 10 milyar liraya yükseldi" dedi.

 

"TARIMSAL KREDİDE PATLAMA YAŞANDI"

 

Davutoğlu, son 12 yılda tarıma verilen desteğin toplam değerinin 70 milyar liraya ulaştığını belirterek, 52 yeni tarımsal destek başlattıklarını, tarımsal destek alanını genişleterek, Türkiye'nin her yerine yaydıklarını söyledi.

 

Tarımsal kredilerde faizleri düşürdüklerine işaret eden Davutoğlu, 2002'de Ziraat Bankasının tarımsal kredi faizinin yüzde 59'u bulduğunu, şu anda faizin sıfır ile 8,25 bandında gerçekleştiğini vurguladı. Davutoğlu, tarımsal kredide gerçek bir patlamanın yaşandığını, 2002'de 529 milyon lira olan kredi meblağının, 2014'te 22,8 milyar liraya çıktığını ifade etti. Ölçek büyümesine zemin teşkil edecek şekilde, gerçek bir yapısal devrim mahiyetinde, tarım havzaları üretim ve destekleme modelini geliştirdiklerini belirten Davutoğlu, noktasal, konjonktürel üretim planlaması yerine havza bazlı ve ülkenin bütününü kuşatan bir üretim planlamasına geçtiklerini dile getirdi.

 

"ARAZİ TOPLULAŞTIRMA"

 

Davutoğlu, devrim mahiyetindeki bir adımı da arazi toplulaştırmalarıyla sağladıklarına dikkati çekerek, "Özel mülkiyetin geliştiği ve şehirleşmenin hızlandığı toplumlardaki en önemli problemlerden birisi, tarımsal alanın daralması, parçalanması, bölünmesi, dolasıyla üretken, fizibil üretim alanlarının ortadan kalkması" diye konuştu.

 

Özellikle 1950'li yıllardan sonra başlayan şehirleşmeyle, miras yoluyla parçalanmış arazilerin, göçlerle boşaldığını, bunun tarımsal alanı ciddi şekilde kısıtladığını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

 

"Arazi toplulaştırma bu anlamda bizim için tarım sektörünün en önemli stratejik boyutlarından, alanlarından birini oluşturuyor. 41 yılda sadece 450 bin hektar arazi toplulaştırması yapılırken, 12 yılda biz, 10 kat artışla 4,5 milyon hektar arazi toplulaştırması yaptık. Son Bakanlar Kurulumuzda, değerli bakanımız, yaklaşık 3,5-4 saat tarım sektöründe bulunduğumuz noktayı bütün çerçevesiyle bize aktardı, bütün sistemleri gözden geçirdik. Özellikle önümüzdeki dönemde, 2015-2019 arasında tarımda yapılacak hamleleri ele aldık. Burada bizim için en önemli alanlardan birisi arazi toplulaştırmalarının devam etmesi ve üretimi anlamlı kılabilecek büyüklüğe tarım arazilerinin çıkartılması."

 

"ÇİFTÇİ TARIMIN TEMEL AKTÖRÜ"

 

Bunun merkezi yönetim açısından ve üretici açısından da önemine işaret eden Davutoğlu, üreticinin, çiftçinin tarımın temel aktörü olduğunu vurguladı. Davutoğlu, "Onlar olmazsa siz merkezde ne yaparsanız yapın, planlar başarıya ulaşmaz" dedi.

 

Doğu ve Güney Doğu Anadolu'da 90'lı yıllarda, terör nedeniyle köylerin boşalmasıyla buralarda hayvancılığın neredeyse bitme noktasına geldiğini dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti:

 

"Hayvancılığı istediğiniz kadar geliştirmeye çalışın, eğer bunun sosyal ve ekonomik arka planı yoksa, siyasal anlamda huzur ortamı yoksa, bunu geliştirme şansınız olmaz. Onun için Çözüm Süreci de aslında siyasal bir proje olarak başta hayvancılık olmak üzere GAP bağlamında, dünyanın en önemli tarım projelerinden birinin hayata geçirilmesi anlamında da siyasal alanla ekonomik ve sosyal alanın kesiştiği son derece önemli bir proje olarak kendini her zaman olduğu gibi gösteriyor. Üreticimiz açısından bakıldığında üretici, kendi toprağıyla ilgili bilgi sahibi olacak, teknik donanıma sahip olacak. Yine üretici, bürokrasinin azalması suretiyle bir destek primi alacaksa, bir ödeme yapacaksa, bir bilgi almak isteyecekse köyünden, kasabasından, ile ya da Ankara'ya gelmesine ihtiyaç kalmayacak. Oturduğu yerden sisteme girebilecek, müracaatını yapabilecek, primini alabilecek, işlemini yapabilecek."

 

"TARIM VAROLUŞSAL BİR ALAN"

 

Tarım, sektör, entegre, yönetim ve bilgi kavramlarının önemine işaret eden Davutoğlu, "Bütün bunlar arasında tarım varoluşsal bir alan. Sektör olarak düşünülmesi, tarımın genişlemesi bağlamında önemli. Entegre olması, birbiriyle ilişkilendirilmesi önemli. Yönetilmesi önemli ve bunun arkasında da bilgiyle yönetilmesi önemli. Bütün bunları birleştiren bir sistem. Nihayet tüketici açısından" değerlendirmesinde bulundu.

 

Başbakan Davutoğlu, "Niçin biz tarım üretimine önem veriyoruz? Çünkü yeni nesillerin ve insanımızın en sağlıklı şekilde beslenmesi için sadece ihraç etmek değil. O zaman tüketicimizin yediği, beslendiği gıdalarla ilgili bilgi sahibi olma hakkı var" diye konuştu.

 

Davutoğlu, "Biraz önce gördünüz. Markette bir hanımefendi, elinde telefonla bir resim çekiyor. Anında oradaki barkoddan, oradaki bilgilerden merkeze ulaşıp bu ürünün nerede, hangi şartlarda üretildiği, içinde hangi unsurların, muhteviyatının ne olduğunu öğrenebiliyor. Tüketici haklarının korunması bağlamında da bir devrimdir" ifadesini kullandı.

 

"KENDİ İÇİNDE 3 DEVRİM"

 

Tarım Sektörü Entegre Yönetim Bilgi Sistemi'nin, kendi içinde 3 devrimi barındırdığını belirten Davutoğlu, şu bilgileri verdi:

 

"Tarım planlaması açısından, makro stratejik planlama açısından bir devrimdir. Devletin, hükümetin, bakanlığın çalışma sistemini tümüyle değiştiren, dönüştüren, niteliksel bir sıçrama yapılmasını sağlayan bir devrimdir. Üretici açısından bir devrimdir. Kendisi entegre bir sistemin içindedir artık. Tek başına, izole, Konya'nın bir köyünde ya da Kars'ın bir köyünde hayvancılıkla meşgul olan veya balıkçılık yapan Karadeniz kıyılarında tek başına bir üretici değil entegre bir sistemin içinde bir aktördür. Tüketici açısından da bir devrimdir. Biz bu devrimleri gerçekleştirerek yeni Türkiye'yi inşa edeceğiz. Yeni Türkiye ideali, kendisine güvenen, üreticisine, tüketicisine, vatandaşına saygı duyan bir ülke idealidir. Bu projeyle biz kendimize güvendiğimizi gösteriyoruz. Bütün bir ülkeyi avucumuzun içi gibi bildiğimizi, kendimizi nasıl tanıyorsak ülkemizi, vatanımızı, topraklarımızı, sularımızı da aynı şekilde tanıdığımızı, tanımakta olduğumuzu gösteriyoruz. Kendimize güvenimiz artıyor."

 

Bunun, yeni Türkiye'de vatandaşa saygının bir ifadesi olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Çünkü vatandaşımız eğer üreticiyse devletine güveneceğini görüyor burada. Devletiyle ilişki kurarken bürokratik engellerin ortadan kalktığını görüyor. Tüketici ise kendi vatandaşına saygılı bir devletin sağladığı imkanlarla aldığı her gıdanın bütün detaylı bilgilerine sahip olma imkanı buluyor" dedi.

 

"İşte biz bu yeni Türkiye'nin ayak seslerini duymaktan büyük bir onur duyuyoruz" ifadesini kullanan Davutoğlu, bu devrim mahiyetinde adımı gerçekleştiren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker başta olmak üzere bakanlık çalışanları ve katkıda bulunan bütün kurum ve kuruluşlara teşekkür etti.

 

Davutoğlu, "İkinci ekonomik hamle dönemimizin önemli işaretlerinden biri olarak bu projeyi görüyorum. İşte bu tarz niteliksel ve Ar-Ge kullanımı, bilgi teknolojisi kullanımı suretiyle niteliksel sıçrama yapan projelerle bütün bakanlıklarımızda inşallah 2023'e doğru giderken katma değeri yüksek, planlama gücü kapsamlı ve gelecek vizyonu güçlü bir yeni hamle dönemini başlatmış olmaktan da büyük bir mutluluk duyuyoruz" diye konuştu.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ordumanset.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.