Hüseyin Deniz
Köşe Yazarı
Hüseyin Deniz
 

ADAK NEZİR KURBANI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

Kıymetli dostlarım bir önceki yazımın devamıdır. 6-)Adak kurbanı da bulunması gereken nitelikler nelerdir? -Kurbanlık hayvanda aranan nitelikler, adak kurbanında da aranır. Kurbanlık hayvanda aranan şartlar ise şunlardır: a) Belirli yaşları tamamlamaları gerekir. Buna göre 5 yaşını dolduran deve, 2 yaşını dolduran sığır ve manda, 1 yaşını dolduran koyun ve keçi kurban edilebilir. Bu yaşa gelmiş kurbanlık hayvanın dişini değiştirip değiştirmediğine (kapak atmak) bakılmaz. Bunun yanında, 6 ayını tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olması hâlinde kurban edilebilir (Müslim, Edâhî, 13). b) Ayıplardan uzak, sağlıklı, azaları tam ve besili olması gerekir. Bu nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzları kökünden kırık, kuyruğu ve kulaklarının yarıdan fazlası kesik, memesi kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz. Ancak, hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, yemini bulmasına engel olmayacak derecede şaşı, topal, hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtılmış olması, kurban edilmesine engel teşkil etmez (Kâsânî, Bedâi‘, V, 74-76; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 467-470) 7-) Adak kurbanı ne zaman kesilmelidir zamanı var mıdır? Kur’an’da değişik yerlerde; verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı kalınması (Mâide, 5/1; İsrâ, 17/34), Allah’a verilen sözün tutulması (Nahl, 16/91) emredilir ve yapılan adakların yerine getirilmesi istenir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılır (İnsan, 76/7). Hz. Peygamber (s.a.s.) de Allah’a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş, Allah’a isyan veya masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir (Buhârî, Eymân, 28, 31; Müslim, Nezir, 8). Bu itibarla kişinin gerçekleşmesini istediği bir şey için kurban adağında bulunması hâlinde o şeyin gerçekleşmesine bağlı olarak adağını yerine getirmesi gerekir. Yapılan bir adaktan vazgeçilmesi adak yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak adak maddî imkânı gerektiren türden ise, kişi bu adağı maddî imkânı müsait olduğunda yerine getirir (Bkz. Kâsânî, Bedâi‘, V, 93). 8-)Adak kurbanı ne zaman kesilmelidir? -Bir şarta bağlı olarak kurban kesmeyi adayan kişi, şart gerçekleşmesi halinde adağını ilk fırsatta yerine getirmelidir. Şarta bağlı olmayan adaklar ise herhangi bir vakitte yerine getirilebilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 481). Ancak uygun olanı, ilk fırsatta yerine getirilmesidir (Kâsânî, Bedâi‘, V, 94). Eğer udhiyye yani kurban bayramı günlerinde kesilmesi gereken kurban adanmışsa bunun kurban bayramı günlerinde; hedy yani harem bölgesinde kesilecek bir kurban adanmışsa bunun da harem bölgesinde kesilmesi gerekir. (Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, V, 525). Bunların dışındaki adak kurbanlarının herhangi bir yer ve zamanda kesilmesi caizdir. Dolayısıyla adak kurbanlarının mutlaka kurban bayramı günlerinde kesilmesi şart değildir. Bu yöndeki kanaatler, dinî bir temele dayanmamaktadır 9-) kurban kesmeyi adı ya bir kimse bu adakdan vazgeçebilir mi ? -Kur’an’da değişik yerlerde; verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı kalınması (Mâide, 5/1; İsrâ, 17/34), Allah’a verilen sözün tutulması (Nahl, 16/91) emredilir ve yapılan adakların yerine getirilmesi istenir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılır (İnsan, 76/7). Hz. Peygamber (s.a.s.) de Allah’a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş, Allah’a isyan veya masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir (Buhârî, Eymân, 28, 31; Müslim, Nezir, 8). Bu itibarla kişinin gerçekleşmesini istediği bir şey için kurban adağında bulunması hâlinde o şeyin gerçekleşmesine bağlı olarak adağını yerine getirmesi gerekir. Yapılan bir adaktan vazgeçilmesi adak yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak adak maddî imkânı gerektiren türden ise, kişi bu adağı maddî imkânı müsait olduğunda yerine getirir (Bkz. Kâsânî, Bedâi‘, V, 93). 10-)  Bir koç kurban etmeyi adayan kişi mutlaka koç mu kesmelidir?  -Bir koç kesmeyi adayan kimse koç kesebileceği gibi koyun veya keçi de kesebilir. Çünkü bunlar aynı cinsten (davar) kabul edilmektedir. Aynı şekilde bu kişinin ibadet niyetiyle kesilecek olan bir sığıra hissedar olarak girerek adağını yerine getirmesi de mümkündür. Çünkü amaç kurban kesmektir. Bu şekilde de amaç yerine gelmiş olur. Ancak sığır kesmeyi adayan kişinin, koyun kesmesi ile adağı yerine gelmiş olmaz (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 457, 463-464). Cins belirlemeksizin “bir kurban keseceğim” diye adakta bulunan bir kimse ister koyun, isterse de sığırdan bir hisseye girerek dilediği cinsten bir kurbanlık hayvan kesebilir (Kâsânî, Bedâi‘, V, 93; Alâüddîn, el-Hediyyetü’l-‘Alâiyye, s. 142). 11-) Rüyasında kurban kesmeyi Adrian kişi bu Adağı yerine getirmelidir? -Peygamberlerin dışındaki insanların gördükleri rüyalar, kesin bir hüküm ifade etmediği gibi bu rüyaların bağlayıcılığı da yoktur (Dimyâtî, Hâşiyetü i‘âneti’t-tâlibîn, I, 104). Bu itibarla rüyada kurban kesmeyi adayan kişinin, bu adağını yerine getirmesi gerekmez. 12-) Çocuğum sağ-salim doğarsa bir kurban keseceğim.” diye adakta bulunan kimsenin ikiz çocuğu olursa, kaç kurban kesmelidir? -Çocuğum sağ-salim doğarsa kurban keseceğim” şeklindeki adak mutlak/herhangi bir şartla kayıtlanmamış bir adaktır. Çünkü bu ifadede hem “çocuk” hem de “kurban” kelimeleri kayıtsız olarak kullanılmıştır. Bu itibarla bu kimse, doğan çocuk sayısına bakmaksızın dilediği türden bir kurban kesmekle adağını yerine getirmiş olur. Kıymetli dostlarım; müslümanın ağzından çıkan söz yerine getirilmesi gerekir yemindir yeminin de mesuliyeti vardır 13-)Bir veya daha fazla kişi tek bir konu hakkında kurban adasalar, hepsinin de ayrı ayrı kurban kesmesi gerekir mi? -İki kişi aynı konu hakkında birbirinden habersiz olarak kurban kesmeyi adarsa, adakta bulunan kişilerden her birinin ayrı ayrı adaklarını yerine getirmeleri gerekir. Zira her biri bağımsız birer kişiliğe sahiptir; birinin yapmasıyla diğerinin zimmetinden adak düşmez. İki veya daha fazla kişi bir araya gelerek bir tek konu hakkında “ortaklaşa bir küçükbaş hayvan kurban edelim.” diye adakta bulunsalar; adakları geçerli, ortaklık şartı ise geçersiz olur (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, V, 516-517). Bu durumda, ortak bir kurban kesmeyi adamakla her biri ayrı ayrı birer kurban adamış olurlar. Zira kurban denince akla en az küçükbaş bir hayvan gelir. Bir küçükbaş hayvan ise ancak bir kişi tarafından kurban edilebilir; iki veya daha fazla kişi tarafından kurban edilmesi geçerli olmaz. 14-)Belirli bir hayır kurumuna veya fakire yardım yapmayı adayan kimse, başka bir hayır kurumuna veya fakire yardım yaparsa adağı yerine gelmiş olur mu? -Adağın yerine getirileceği kişi, yer ve cihet konusundaki şartlar bağlayıcı değildir. Bu itibarla muayyen bir hayır kurumuna veya fakire yardım yapmayı adayan kimse başka bir hayır kurumuna veya başka bir fakire yardımda bulunduğunda adağı yerine gelmiş olur (Kâsânî, Bedâi‘, V, 86, 93; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, V, 524, 526; Alâüddîn, el-Hediyyetü’l-‘Alâiyye, s. 143). 15-) Türbelere adakta bulunulabilir mi? -İbadetler Allah için yapılır. Adak da ibadet anlamı taşıdığından sadece Allah için yapılması gerekir. Bu sebeple türbe veya ölüler için adakta bulunmak caiz değildir. Dolayısıyla bu yönde yapılacak bir adak geçersiz olur (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 643). 16-)Bir yıl veya daha fazla süreyle oruç tutmayı adamanın hükmü nedir? -Bir yıl veya daha fazla süreyle oruç tutmayı adayan kişinin bu adağını yerine getirmesi gerekir. Ancak oruç tutmanın haram olduğu Kurban bayramının dört günü ile Ramazan bayramının ilk gününde, kadınlar da özel hâllerine rastlayan günlerde oruç tutmazlar; bu oruçları daha sonra kaza ederler (İbn Nüceym, el-Bahr, II, 318). Bir sene oruç tutmayı adayan kimse, peş peşe tutma şartı koştuğunda Ramazan dâhil olacağından o zaman ayrıca Ramazan orucu kadar kaza etmesi gerekmez. Zira Ramazan, adağa göre daha öncelikli bir vazifedir. ‘Oruç tutacağım’ ifadesi Ramazan’ı öncelikle kapsamış olur. Ancak bir yıllık oruçta peş peşe olması şartı getirmemişse Ramazan’da tuttuğu farz oruçlar sayısınca Ramazan dışında ayrıca oruç tutması gerekir (Zeylaî, Tebyîn, I, 346). Oruç tutmayı adadıktan sonra oruca gücü yetmez hâle gelen birisi, bunun yerine her gün için bir fidye verir. Buna da gücü yetmezse Allah’tan af diler. (Kâsânî, Bedâi‘, V, 91). 17-)Birden çok oruç tutmayı adayan kimsenin bu oruçları peş peşe tutması şart mıdır? Adak, kişinin farz veya vacip cinsinden bir ibadeti yapacağına dair Allah’a söz vererek o ibadeti kendisine borç kılması demektir. Bu nedenle şartlarına uygun olarak yapılan adağın yerine getirilmesi vaciptir. Buna göre mesela, otuz gün oruç tutmayı adayan kişinin bu sayıda oruç tutması vaciptir. Eğer tutacağı oruçları peş peşe tutmaya niyetlenmiş ve öylece adakta bulunmuş ise, bu oruçları peş peşe tutması gerekir. Ancak, böyle bir niyeti yoksa dilediği gibi tutabilir (Serahsî, el-Mebsût, III, 94). 18-)Sadaka şeklindeki adaklar depremzedelere gönderilebilir mi? -Sadaka vereceğim, bağışta bulunacağım şeklinde yapılan adakların fakirlere dağıtılmak suretiyle yerine getirilmesi gerekir. Bu sadakalar fakir depremzedelere ve normal şartlar altında zengin sayılacak mal varlığına sahip olan kimselere de içinde bulunduğu olağanüstü şartlar sebebiyle malına ulaşamadığı sürece verilebilir. 19-)Lokma Döktürüp Dağıtacağım, Yemek Yedireceğim Gibi Sözler Adak Sayılır Mı? Bir adağın geçerli olabilmesi için adağın konusu ile ilgili birtakım şartlar vardır. Sadaka olacak şekilde yapılan adaklar bütün müçtehitlere göre adak şartını sağlar. Bu itibarla fakirlere yemek yedirmek sadaka türünden sayıldığı için adağın diğer şartlarını da taşıması halinde yerine getirilmesi gerekir. Buna göre “Adağım olsun ki fakirlere yemek yedireceğim/lokma döktürüp dağıtacağım.” gibi ifadeler adak olduğu gibi “Şu işim olursa fakirlere yemek yedireceğim/lokma döktürüp dağıtacağım.” şeklinde şartlı olarak zikredilen ifadeler de adaktır ve bunların yerine getirilmesi vaciptir. Ancak adak kastı olmadan ve zengin fakir ayrımı yapmadan “Lokma döktürüp dağıtacağım.”, “Yemek yedireceğim.” gibi sözler adak kapsamında değildir. Bununla beraber verilen bu tür sözlerin yerine getirilmesi de güzel bir davranıştır. Konu hakkında ki kaynak bilgileri şöyledir Kur’an-ı Kerim’de; verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı kalınması (Mâide 5/1; İsrâ 17/34), Allah’a verilen sözün tutulması (Nahl 16/91) emredilmiş, kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılmıştır (İnsân 76/7). Hz. Peygamber (s.a.s.) de, Allah’a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş, masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet bulunulmuşsa buna uyulmamasını istemiştir (Buhârî, Eymân, 28, 31; Müslim, Nezir, 8; Ebû Dâvûd, Eymân, 22). Gerekli şartları taşıyan adağa bağlı kalınmasının vacip olduğu hususunda görüş birliği içinde olan müçtehitler, bu adağın tanımı ve şartları hakkında farklı yaklaşımlara sahip olmuşlardır. İmkanlar dışındaki şeyleri asla adak adamayalım adakta da bulunmayalım, Adağında bir yemin türü olduğunu asla unutmayalım. İmkanlar dışındaki şeyleri asla adak adamayalım adakta da bulunmayalım, Adağında bir yemin türü olduğunu asla unutmayalım. Hepinize hayırlı ramazanlar hayırlı iftarlar Müstecap olan dualarda buluşmak dileğiyle…
Ekleme Tarihi: 12 Nisan 2023 - Çarşamba
Hüseyin Deniz

ADAK NEZİR KURBANI HAKKINDA BİLİNMESİ GEREKENLER

Kıymetli dostlarım bir önceki yazımın devamıdır.
6-)Adak kurbanı da bulunması gereken nitelikler nelerdir?
-Kurbanlık hayvanda aranan nitelikler, adak kurbanında da aranır. Kurbanlık hayvanda aranan şartlar ise şunlardır:
a) Belirli yaşları tamamlamaları gerekir. Buna göre 5 yaşını dolduran deve, 2 yaşını dolduran sığır ve manda, 1 yaşını dolduran koyun ve keçi kurban edilebilir. Bu yaşa gelmiş kurbanlık hayvanın dişini değiştirip değiştirmediğine (kapak atmak) bakılmaz. Bunun yanında, 6 ayını tamamlayan koyun, bir yaşını doldurmuş gibi gösterişli olması hâlinde kurban edilebilir (Müslim, Edâhî, 13).
b) Ayıplardan uzak, sağlıklı, azaları tam ve besili olması gerekir. Bu nedenle, kötürüm derecesinde hasta, zayıf ve düşkün, bir veya iki gözü kör, boynuzları kökünden kırık, kuyruğu ve kulaklarının yarıdan fazlası kesik, memesi kesik, dişlerinin tamamı veya çoğu dökük hayvanlardan kurban olmaz. Ancak, hayvanın doğuştan boynuzsuz olması, yemini bulmasına engel olmayacak derecede şaşı, topal, hafif hasta, bir kulağı delik veya yırtılmış olması, kurban edilmesine engel teşkil etmez (Kâsânî, Bedâi‘, V, 74-76; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 467-470)

7-) Adak kurbanı ne zaman kesilmelidir zamanı var mıdır?
Kur’an’da değişik yerlerde; verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı kalınması (Mâide, 5/1; İsrâ, 17/34), Allah’a verilen sözün tutulması (Nahl, 16/91) emredilir ve yapılan adakların yerine getirilmesi istenir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılır (İnsan, 76/7).
Hz. Peygamber (s.a.s.) de Allah’a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş, Allah’a isyan veya masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir (Buhârî, Eymân, 28, 31; Müslim, Nezir, 8).
Bu itibarla kişinin gerçekleşmesini istediği bir şey için kurban adağında bulunması hâlinde o şeyin gerçekleşmesine bağlı olarak adağını yerine getirmesi gerekir. Yapılan bir adaktan vazgeçilmesi adak yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak adak maddî imkânı gerektiren türden ise, kişi bu adağı maddî imkânı müsait olduğunda yerine getirir (Bkz. Kâsânî, Bedâi‘, V, 93).

8-)Adak kurbanı ne zaman kesilmelidir?
-Bir şarta bağlı olarak kurban kesmeyi adayan kişi, şart gerçekleşmesi halinde adağını ilk fırsatta yerine getirmelidir. Şarta bağlı olmayan adaklar ise herhangi bir vakitte yerine getirilebilir (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 481). Ancak uygun olanı, ilk fırsatta yerine getirilmesidir (Kâsânî, Bedâi‘, V, 94).
Eğer udhiyye yani kurban bayramı günlerinde kesilmesi gereken kurban adanmışsa bunun kurban bayramı günlerinde; hedy yani harem bölgesinde kesilecek bir kurban adanmışsa bunun da harem bölgesinde kesilmesi gerekir. (Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, V, 525). Bunların dışındaki adak kurbanlarının herhangi bir yer ve zamanda kesilmesi caizdir. Dolayısıyla adak kurbanlarının mutlaka kurban bayramı günlerinde kesilmesi şart değildir. Bu yöndeki kanaatler, dinî bir temele dayanmamaktadır

9-) kurban kesmeyi adı ya bir kimse bu adakdan vazgeçebilir mi ?
-Kur’an’da değişik yerlerde; verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı kalınması (Mâide, 5/1; İsrâ, 17/34), Allah’a verilen sözün tutulması (Nahl, 16/91) emredilir ve yapılan adakların yerine getirilmesi istenir. Ayrıca kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılır (İnsan, 76/7).
Hz. Peygamber (s.a.s.) de Allah’a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş, Allah’a isyan veya masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet yapılmışsa buna uyulmamasını istemiştir (Buhârî, Eymân, 28, 31; Müslim, Nezir, 8).
Bu itibarla kişinin gerçekleşmesini istediği bir şey için kurban adağında bulunması hâlinde o şeyin gerçekleşmesine bağlı olarak adağını yerine getirmesi gerekir. Yapılan bir adaktan vazgeçilmesi adak yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Ancak adak maddî imkânı gerektiren türden ise, kişi bu adağı maddî imkânı müsait olduğunda yerine getirir (Bkz. Kâsânî, Bedâi‘, V, 93).

10-)  Bir koç kurban etmeyi adayan kişi mutlaka koç mu kesmelidir? 
-Bir koç kesmeyi adayan kimse koç kesebileceği gibi koyun veya keçi de kesebilir. Çünkü bunlar aynı cinsten (davar) kabul edilmektedir. Aynı şekilde bu kişinin ibadet niyetiyle kesilecek olan bir sığıra hissedar olarak girerek adağını yerine getirmesi de mümkündür. Çünkü amaç kurban kesmektir. Bu şekilde de amaç yerine gelmiş olur. Ancak sığır kesmeyi adayan kişinin, koyun kesmesi ile adağı yerine gelmiş olmaz (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 457, 463-464).
Cins belirlemeksizin “bir kurban keseceğim” diye adakta bulunan bir kimse ister koyun, isterse de sığırdan bir hisseye girerek dilediği cinsten bir kurbanlık hayvan kesebilir (Kâsânî, Bedâi‘, V, 93; Alâüddîn, el-Hediyyetü’l-‘Alâiyye, s. 142).

11-) Rüyasında kurban kesmeyi Adrian kişi bu Adağı yerine getirmelidir?
-Peygamberlerin dışındaki insanların gördükleri rüyalar, kesin bir hüküm ifade etmediği gibi bu rüyaların bağlayıcılığı da yoktur (Dimyâtî, Hâşiyetü i‘âneti’t-tâlibîn, I, 104). Bu itibarla rüyada kurban kesmeyi adayan kişinin, bu adağını yerine getirmesi gerekmez.

12-) Çocuğum sağ-salim doğarsa bir kurban keseceğim.” diye adakta bulunan kimsenin ikiz çocuğu olursa, kaç kurban kesmelidir?
-Çocuğum sağ-salim doğarsa kurban keseceğim” şeklindeki adak mutlak/herhangi bir şartla kayıtlanmamış bir adaktır. Çünkü bu ifadede hem “çocuk” hem de “kurban” kelimeleri kayıtsız olarak kullanılmıştır. Bu itibarla bu kimse, doğan çocuk sayısına bakmaksızın dilediği türden bir kurban kesmekle adağını yerine getirmiş olur.
Kıymetli dostlarım; müslümanın ağzından çıkan söz yerine getirilmesi gerekir yemindir yeminin de mesuliyeti vardır

13-)Bir veya daha fazla kişi tek bir konu hakkında kurban adasalar, hepsinin de ayrı ayrı kurban kesmesi gerekir mi?
-İki kişi aynı konu hakkında birbirinden habersiz olarak kurban kesmeyi adarsa, adakta bulunan kişilerden her birinin ayrı ayrı adaklarını yerine getirmeleri gerekir. Zira her biri bağımsız birer kişiliğe sahiptir; birinin yapmasıyla diğerinin zimmetinden adak düşmez.
İki veya daha fazla kişi bir araya gelerek bir tek konu hakkında “ortaklaşa bir küçükbaş hayvan kurban edelim.” diye adakta bulunsalar; adakları geçerli, ortaklık şartı ise geçersiz olur (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, V, 516-517). Bu durumda, ortak bir kurban kesmeyi adamakla her biri ayrı ayrı birer kurban adamış olurlar. Zira kurban denince akla en az küçükbaş bir hayvan gelir. Bir küçükbaş hayvan ise ancak bir kişi tarafından kurban edilebilir; iki veya daha fazla kişi tarafından kurban edilmesi geçerli olmaz.

14-)Belirli bir hayır kurumuna veya fakire yardım yapmayı adayan kimse, başka bir hayır kurumuna veya fakire yardım yaparsa adağı yerine gelmiş olur mu?
-Adağın yerine getirileceği kişi, yer ve cihet konusundaki şartlar bağlayıcı değildir. Bu itibarla muayyen bir hayır kurumuna veya fakire yardım yapmayı adayan kimse başka bir hayır kurumuna veya başka bir fakire yardımda bulunduğunda adağı yerine gelmiş olur (Kâsânî, Bedâi‘, V, 86, 93; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, V, 524, 526; Alâüddîn, el-Hediyyetü’l-‘Alâiyye, s. 143).

15-) Türbelere adakta bulunulabilir mi?
-İbadetler Allah için yapılır. Adak da ibadet anlamı taşıdığından sadece Allah için yapılması gerekir. Bu sebeple türbe veya ölüler için adakta bulunmak caiz değildir. Dolayısıyla bu yönde yapılacak bir adak geçersiz olur (İbn Kudâme, el-Muğnî, XIII, 643).

16-)Bir yıl veya daha fazla süreyle oruç tutmayı adamanın hükmü nedir?
-Bir yıl veya daha fazla süreyle oruç tutmayı adayan kişinin bu adağını yerine getirmesi gerekir. Ancak oruç tutmanın haram olduğu Kurban bayramının dört günü ile Ramazan bayramının ilk gününde, kadınlar da özel hâllerine rastlayan günlerde oruç tutmazlar; bu oruçları daha sonra kaza ederler (İbn Nüceym, el-Bahr, II, 318).
Bir sene oruç tutmayı adayan kimse, peş peşe tutma şartı koştuğunda Ramazan dâhil olacağından o zaman ayrıca Ramazan orucu kadar kaza etmesi gerekmez. Zira Ramazan, adağa göre daha öncelikli bir vazifedir. ‘Oruç tutacağım’ ifadesi Ramazan’ı öncelikle kapsamış olur. Ancak bir yıllık oruçta peş peşe olması şartı getirmemişse Ramazan’da tuttuğu farz oruçlar sayısınca Ramazan dışında ayrıca oruç tutması gerekir (Zeylaî, Tebyîn, I, 346).
Oruç tutmayı adadıktan sonra oruca gücü yetmez hâle gelen birisi, bunun yerine her gün için bir fidye verir. Buna da gücü yetmezse Allah’tan af diler. (Kâsânî, Bedâi‘, V, 91).

17-)Birden çok oruç tutmayı adayan kimsenin bu oruçları peş peşe tutması şart mıdır?
Adak, kişinin farz veya vacip cinsinden bir ibadeti yapacağına dair Allah’a söz vererek o ibadeti kendisine borç kılması demektir. Bu nedenle şartlarına uygun olarak yapılan adağın yerine getirilmesi vaciptir.
Buna göre mesela, otuz gün oruç tutmayı adayan kişinin bu sayıda oruç tutması vaciptir. Eğer tutacağı oruçları peş peşe tutmaya niyetlenmiş ve öylece adakta bulunmuş ise, bu oruçları peş peşe tutması gerekir. Ancak, böyle bir niyeti yoksa dilediği gibi tutabilir (Serahsî, el-Mebsût, III, 94).

18-)Sadaka şeklindeki adaklar depremzedelere gönderilebilir mi?
-Sadaka vereceğim, bağışta bulunacağım şeklinde yapılan adakların fakirlere dağıtılmak suretiyle yerine getirilmesi gerekir. Bu sadakalar fakir depremzedelere ve normal şartlar altında zengin sayılacak mal varlığına sahip olan kimselere de içinde bulunduğu olağanüstü şartlar sebebiyle malına ulaşamadığı sürece verilebilir.

19-)Lokma Döktürüp Dağıtacağım, Yemek Yedireceğim Gibi Sözler Adak Sayılır Mı?
Bir adağın geçerli olabilmesi için adağın konusu ile ilgili birtakım şartlar vardır. Sadaka olacak şekilde yapılan adaklar bütün müçtehitlere göre adak şartını sağlar. Bu itibarla fakirlere yemek yedirmek sadaka türünden sayıldığı için adağın diğer şartlarını da taşıması halinde yerine getirilmesi gerekir. Buna göre “Adağım olsun ki fakirlere yemek yedireceğim/lokma döktürüp dağıtacağım.” gibi ifadeler adak olduğu gibi “Şu işim olursa fakirlere yemek yedireceğim/lokma döktürüp dağıtacağım.” şeklinde şartlı olarak zikredilen ifadeler de adaktır ve bunların yerine getirilmesi vaciptir. Ancak adak kastı olmadan ve zengin fakir ayrımı yapmadan “Lokma döktürüp dağıtacağım.”, “Yemek yedireceğim.” gibi sözler adak kapsamında değildir. Bununla beraber verilen bu tür sözlerin yerine getirilmesi de güzel bir davranıştır.
Konu hakkında ki kaynak bilgileri şöyledir
Kur’an-ı Kerim’de; verilen sözde durulması, ahde ve akitlere bağlı kalınması (Mâide 5/1; İsrâ 17/34), Allah’a verilen sözün tutulması (Nahl 16/91) emredilmiş, kişinin yaptığı adağa uygun davranması iyi kulların vasıfları arasında sayılmıştır (İnsân 76/7). Hz. Peygamber (s.a.s.) de, Allah’a itaat kabilinden adakların yerine getirilmesini emretmiş, masiyet kabilinden olan konularda adakta bulunulmamasını, şayet bulunulmuşsa buna uyulmamasını istemiştir (Buhârî, Eymân, 28, 31; Müslim, Nezir, 8; Ebû Dâvûd, Eymân, 22). Gerekli şartları taşıyan adağa bağlı kalınmasının vacip olduğu hususunda görüş birliği içinde olan müçtehitler, bu adağın tanımı ve şartları hakkında farklı yaklaşımlara sahip olmuşlardır.
İmkanlar dışındaki şeyleri asla adak adamayalım adakta da bulunmayalım, Adağında bir yemin türü olduğunu asla unutmayalım.
İmkanlar dışındaki şeyleri asla adak adamayalım adakta da bulunmayalım, Adağında bir yemin türü olduğunu asla unutmayalım.
Hepinize hayırlı ramazanlar hayırlı iftarlar Müstecap olan dualarda buluşmak dileğiyle…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve ordumanset.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.